Sabahattin Ali edebiyatımızda tespit ve tahlilleriyle öne çıkan bir yazar. Özellikle aşk, yalnızlık, hayat gibi temalar onun edebiyatında karşımıza sıkça çıkar. Bu yazımızda daha önce yorumunu yaptığımız Kuyucaklı Yusuf kitabından hayata dair alıntıları sizlerle paylaşmayı istedik.
"Hayattan ne isteyebilirdi? Doğmuş, büyümüş, okumuş, devlet hizmetlerine girip memleketi dolaşmış, ihtiyarlamış, evlenip kavga ve dırıltı içinde bir hayat geçirmiş ve nihayet bu hale gelmişti... Herkes başka türlü mu yaşıyordu sanki?"
"Doğduğu günden beri dünyanın bir acayiplikler diyarı olduğunu ona anlatmaya çalışıyordu."
İnsan birazcık da kalender olmalıdır!"
"Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi!
Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var..."
“Ben şuna inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız. Her hadisenin insanı eğlendirecek bir tarafı vardır..."
"Hayattan fazla şeyler bekleme."
"Zaten, bir felakete sükûn ve itidalle tahammül
edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların
manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir."
"Gönlünün rahat olmasını istersen, gördüğün fenalıkların bile bir hikmeti olduğunu düşün ve yeryüzünde olmayan iyilikleri oraya getirmek sevdasına kapılma..."
"Hapishane ancak serseriler, köylüler ve aşağı tabakadan insanlar içindir; bir Hilmi Bey'in oğlu, adam öldürse bile, onlarla bir tutulamazdı."
''Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve hoş insanlardan sıkılan bu mahlukları, birbirlerinin sessiz mevcudiyeti, yorgunluk verecek kadar doyuruyordu.''
Sabahattin Ali - Kuyucaklı Yusuf kitabının yorumuna buradan ulaşabilirsiniz.
0 yorum:
Yorum Gönderme